13 Ocak 2012 Cuma

Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor! Yarışmaya katılarakCanon 600D Manfrotto tripod ve Kata sırt çantası kazanma şansı yakalayın! http://blog.fotografium.com/fotografium-canon-600d-hediye-ediyor/ sayfasını ziyaret ederek yarışma hakkında diğer bilgilere ulaşabilirsiniz.

28 Nisan 2011 Perşembe

Şimdi Haberler...

Benim halkım salak.. kanal istanbul adında ‘çılgın’ bir proje dönüyor etrafta. Herkes konuştu bu projeyi gerek tartışma programlarında gerek röportaj ve haberlerde.. peki asıl konuşması gereken kimler?  bu proje çerçevesinde çehresi değişecek semtler.. peki benim halkım ne diyor ? ne düşünüyor ? burada ikamet eden, arsası evi olan insanlarımızın düşündüğü şey ne ?  Ne mi ?
Evimizin önünden deniz geçecek mi? arsam değerlenecek mi? hatta biri de biz şimdi avrupa yakasında mı kalacağız asya yakasında mı demekte.. açıkcası söylemek gerekirse bu kadar sorumsuz bir halk beklemiyordum biri de çıkıp sormadı siz benim semtimi yok edicek misiniz? , doğal güzelliğimi bozacak mısınız? , neden bilmiyorum hiç bir beyin demiyor bana bi zararı var mı baktım da hepsine kuzu gibi insanlar maşşallah
Sonra bakıyorum meydanlara  herkes birbirine bok sallıyor . Böyle bir seçim rengi başka hangi ülkede vardır acaba diz boyu edepsizlik meydanlarda. SAYIN’ımız diyor ki : Boş konuşuyorlar, edepsiz konuşuyorlar devleti boşalttılar , kaset skandallarıyla çalkalandılar unutmasın kendisi de öyle o partinin başkanı oldu! Bunu sizden duymak nasıl komik bir bilseniz J 
Gemicikleriniz sığmadı bizim minik güzel boğazımıza.. istatistikler zaten son 10 yılın Türkiye’nin altın çağı olduğunu söylüyor mesela J ve edepsizlik nedir derseniz de meydanlarda bel altı vurmak son derece edepsi saygılı bir davranıştır şu an kendini savunmak için konumu ve makamı olmayan bir insana
DevletiMİZİN bakanı geliyor sitemize sanki Amerikan filminden sahneler yaşıyoruz korumaları sayesinde, 5 kişinin arasında geliyor J Ama sitede kimseler yok neyden korunuyor bu bakan hizmet ettiği devlettin halkından mı? Neden sizler bu halktan bu kadar korkup aynı zamanda onlara hizmet etmek için çıldırıyomuşsunuz gibi davranıyorsunuz ? Bir diğer ülkeye bakıyorum.. bizde de olmuştu aynı hadise  mesele ‘yumurta’ J rollerden birinde cumhur başkanı diğerinde bir bakan sokakta konuşuyorlar tepelerine koruma gölgesi düşmeden 2 tane yumurta yollanıyor onlara karşı, sadece refleks olarak kenara çekiliyorlar birisinin ceketine isabet ediyor siliyor ve gülümsüyor kapris yok korumaların kılı kıpırdamıyor.. Bu ne işte biliyor musunuz hoşgörü.. Farklı sesler, onları onaylamayan sesler çıkmasına izin veriyorlar sizin kadar özgüven yoksunu değiller her lafa dava açmıyorlar..
Evet bunları sadece bir ana haber bülteni izleyerek yazdım bir haber bülteniyle bu kadar doldum  sadece, bunları yıllardır her gün izliyoruz
Ellerinden ülkemizi alamıyoruz .. nasıl inatçı bir çocuğun elinden kırılmak üzere olan bir şeyi almaya çalışırsın da çekiştirdiğinde parçalanacağını bilirsin, parmaklarını tek tek açıp alman gerekir.. Açın pençelerinizi de kurtaralım elinizden ülkemizi ..

27 Şubat 2011 Pazar

Bir oyuncak istiyorum..

Ruhu parçalanır insanın derlerdi de inanmazdım ben buna en azından henüz  genç ve yaşamayı severken ama her şeyden o kadar tiksindim ki insanlardan, ilişkilerden, ikiyüzlülükten, dengesizlikten, egolardan, libidolardan.. bunlar her bir parçasını söke söke çıkardılar ruhumun..

Hayata karşı değil aslında isteksizliğim yaşadıklarıma bir sonraki güne..

Yorucusun hayat alçaksın sıkıcısın sürprizlerini inan sevmiyorum

Bir sonraki günde beni bekleyen iyi bir şey olduğuna inancım her gün daha da azalıyor. Ben ki hani rengarenktim.. renkler bendim. Şimdi gri gibiyim ne siyahı sevebildim ne de beyazı. Bir tek mavi var benim yanımda ama o bile artık buza çalmaya başladı.

Renklerim, her canımı yakan insanla birlikte parça parça solmaya başladı. Gitsin onlar beni sevmiyorlarsa gitsinler.. kimseden çok fazla sevgi beklemedim zaten bir parçası bile beni delice mutlu ederken, en ufak bir ilgi, bir söz, bir bakış içime dokunurken. Ama onlar kaskatılar artık karşımda bakışları donuk, dokunuşları buz gibi, sözler keskin acı verici.

Şimdi ne mi istiyorum ben.. sadece bir oyuncak beni büyüleyen içine çeken bana renkleriyle renk katan ruhumu birleştirebilecek, sabrımı zorlamayacak, büyüleyici, sıkılmadan saatlerce günlerce aylarca vakit geçirebileceğim..

Çok fazla değil yani istediğim biraz huzur, dinginlik, sadakat,iyi niyet. Yoksa gerçekten yorulurum artık senden bıkarım..

Ruhumda yazdan kalma bir şeyler bıraksa yeter bana ben en çok yazları severim çünkü ben bir de...